Nükleer Santraller Kurulmalı mı?

Türkiye de uzun zamandır yapılan baskılar ve lobiler sonucu nükleer enerji santralleri konusunda geri dönüşler alınmaya başlandı. İlk olarak yapılacak olan santralin yeri Mersin Akkuyu, ikincisi ise Sinop seçildi. Üçüncü santral için seçilmesi muhtemel yerler arasında ilk olarak Kırklareli İğneada bulunuyor.
nukleer-santraller-kurulmali-mi
Yapılacak nükleer santrallerin, deniz kenarına yapılmasını isteme sebebi, soğutma ihtiyacı duyulduğunda fazla miktarda suya gerekiyor. Yapılmasını isteyenler, nükleer enerjilerin faydalarını konuşurken risklerinigöz ardı ediyorlar . Türkiyede enerji ihtiyacı her geçen sene giderek artmaktadır. Bu sürekli artışın karşılanması için yeni enerji kaynaklarının yapılması gerekmektedir. Petrol benzerleri ülkemizde fazla bulunmadığından alternatif olarak nükleer enerji devreye giriyor. Ama bence güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli unutulmamalı, yeni teknoloji ile, emisyon yüzdesi doğalgaz değerlerine inebilen, teknolojik kömür santralleri de düşünülebilir. Bunun gibi santraller ile ciddi rezervlerimiz bulunan yerli kaynak olan kömür sayesinde enerjide dışa bağımlılık birazda olsa düşürülebilir. Yapılan nükleer santraller ilk yatırım, işletme, bakım onarım, atık maliyetleri ve söküm gz önüne alındığında en pahalı enerji alternatifleri içinde bulunuyor. En ciddi problemlerden bir tanesi de nükleer atıkların ne yapılacağı. İngiltere ve ABD hala atıklar için kesin çözüm üretememiştir. ABD Yucca isimli dağın altınayapmak istediği nükleer atık deposu yapımı için 11 milyar dolar bütçe bitirmiş, buna rağmen Yucca sakinlerinin tepkileri sonucunda inşaat yapımı durdurulmuştur. Durdurulan inşaat tamamlandığında toplam olarak 77 milyar dolar gitmiş olacak. Akkuyu nükleer tesisinden oluşacak nükleer atıkların Rusya' ya götürülmesi için, atıklar Karadeniz, Ege, Akdeniz ve Boğazları geçecek. Yapılan nükleer santralde oluşabilecek herhangi ciddi bir kazada, nükleer sızıntı olursa kilometrekarelerce alan kullanılamaz duruma dönüşecektir. Toprağa ve suya karışan radyasyon senelerce kaybolmamakta ve kanseri çoğaltmaktadır. Fukuşima ve Çernobil olayları, meraklı olduğumuz nükleer santralin ciddi kazalarına örnek olarak gösterilebilir. 1986 senesinde olan Çernobil faciasının üstünden 30 sene geçti fakat burada bulunan bazı bölgelere hala girilemiyor. 2011 senesinde olan Fukuşima kazasından sonra 120bin kişi göç etmek zorunda kaldı, evlerini memleketlerini terk etmek zorunda kaldı. Fukuşima kazası, santralde oluşan arızadan dolayı meydana gelmedi, deprem sonucu oluşan tsunaminin reaktörlere zarar vermesinden dolayı ortaya çıkmıştı. Bu olaydan sonra Japonya' da çalışan 43 santralden yalnızca 5 tanesi çalışmaya devam etmektedir.


Dünyada Bulunan Nükleer Santraller
Dünya'da 31 ülkede 442 nükleer santral çalışmaktadır. Başı ABD çekiyor 99 Santrali bulunuyor diğerleri ise, Fransa 58, Japonya 43, Rusya 33, Güney Kore 25, Hindistan 21, Kanada 19, Birleşik Krallık 15, Ukrayna 15, Çin 11 İsveç 10, Almanya 8 adet dağılım böyle. Bütün dünyada 66 nükleer santralin ise yapımı sürüyor. 
Peki Bu Nükleer Santrallerin Avantajları Neler?
1- Ortalama 30 sene aktif olarak çalışabiliyor. Doğalgaz santrallerinde bu 20 yıldır.
2- Doğalgaz, kömür, petrol ve sera gazı emisyonu kaynaklı santrallere göre az bulunuyor. 
3- Çok az bir yakıttan fazla miktarda elektrik enerjisi üretilebilmektedir.
Peki Bu Nükleer Santrallerin Dezavantajları Neler?
1- İlk yapım maliyeti çok fazladır. Akkuyu santrali 20-25 milyar dolara yapılacak. 
2- Nükleer santral atıklarının ne olacağı belli değil.
3) Yapım süresi 10 sene kadar sürebiliyor.
4- kaza veya sızıntı durumunda geri dönüşü olmayan fazla bir alan zarar görüyor. 
5- Enerjinin kaynağı olan zenginleştirilmiş Uranyumda dışarı bağlı olmayacağız.
6- Sinop ve Akkuyu'da yapılacak olan reaktörlere daha önce hiç deneme yapılmaması.
7- Soğutma için kullanılacak denizdeki yaşamın son bulması.
8- Ömrü biten santrallerin söküm ücretinin çok fazla olması. Yatırımı yüzde15' i buda 3 milyar dolar oluyor.
nukleer-santrallerin-cevresel-etkileri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder